“Herkesin hazinesi kendisidir.”
Mon Tresor'ün Hikayesi
Zamansızlığın Işığı: Fransa, Londra ve Osmanlı’nın Buluştuğu Hikâye
Mon Trésor, üç büyük medeniyetin zarafet ve ihtişamını tek bir mücevherde birleştirmek için doğdu. Fransız aristokrasisinin incelikli sanatı, Londra’nın sofistike modernizmi ve Osmanlı’nın efsanevi ihtişamı… Üç farklı dünya, tek bir ruh.
Fransa’dan ilham alan romantizm… 18. yüzyıl Paris’inin büyülü salonlarında başlayan bir ihtişam. Altın varaklı aynalar, kraliyet sofralarında parlayan değerli taşlar, zarif dokunuşların zamansız etkisi… Mon Trésor’ün her tasarımı, Paris’in ebedi estetiğini taşır. Bir kolye, aşkın en saf halini anlatır.
Osmanlı’dan miras kalan ihtişam… Topkapı Sarayı’ndan gelen görkemli sanat anlayışı, padişahların mücevher işçiliğine duyduğu tutku ve ince işçiliğin kusursuz ustalığı… Osmanlı zarafeti, Mon Trésor’ün ihtişamını yüzyıllar öncesinden bugüne taşır. Bir küpe, geçmişle geleceğin birleştiği yerdir. Mon Trésor, her kadının bir kraliçe gibi hissetmesi için var. Bir mücevher yalnızca bir taş değil, bir kültürün, bir anının ve bir ruhun sonsuz yansımasıdır. Ve her parça, bir hikâye anlatır… Sizin hikâyenizi.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.